Mimarlık, insanlık tarihinin her döneminde değişim ve evrim gösterdi. Ancak son yıllarda, teknolojinin hızla gelişmesiyle birlikte mimarlık anlayışımızda köklü bir dönüşüm yaşanıyor. Bu dönüşümün öncüsü ise yapay zeka. Yapay zeka, mimari tasarım süreçlerini hızlandırma ve derinleştirme potansiyeli sunarken, estetik ve işlevsellik arasında yenilikçi bir denge kuruyor. Geleceğin binalarını şekillendiren bu yeni teknolojiyi anlamak, mimarlık alanındaki profesyoneller için kritik bir öneme sahip.

Brutalizm, mimarlık tarihinin en tartışmalı ve en çok eleştirilen akımlarından biridir. Sert beton yüzeyleri, işlevsel yapıları ve amacını gizlemeyen formuyla brutalizm, estetik açıdan ''çirkin'' olarak tanımlanırken, bir yandan da gücünü ve yalınlığını vurgulayan ''çarpıcı'' bir tarz olarak öne çıkmaktadır. Ancak, bu sert estetik, yaklaşımın altında yatan felsefi temeller, onun sadece görsel bir tercih olmanın ötesine geçtiğini gösteriyor.

Mimarlık eğitimi, sadece teknik bilgiyi öğrenmekle sınırlı değil; aynı zamanda mekanı anlamayı, tasarım düşüncesini geliştirmeyi ve estetik duyarlılığı derinleştirmeyi gerektirir. Peki, bir mimarlık öğrencisinin ufkunu genişletecek, ona ilham verecek ve mesleğe dair temel kavramları öğretirken düşündürecek kitaplar hangileri? İşte her mimarlık öğrencisinin mutlaka okuması gereken 5 kitap!

Bazı yapılar sadece inşa edilmez, bulundukları doğayla birlikte nefes alır, akar ve yaşar. Frank Lloyd Wright'ın efsanevi eseri Fallingwater, işte tam da bu tanıma uyan bir mimari başyapıt. Doğa ile bütünleşen tasarım anlayışının zirvesi olarak kabul edilen bu ev, yalnızca bir yapı değil; aynı zamanda bir felsefenin yansıması. Peki, Fallingwater'ı bu kadar özel yapan ne? Gelin, bu doğayla iç içe geçmiş harikanın mimari özelliklerini ve arkasındaki tasarım anlayışını birlikte keşfedelim.

Bir mekana adım attığınızda ilk hissettiğiniz şey nedir? Ferahlık mı, sıcaklık mı, yoksa kasvet mi? Peki, aynı mekanda aydınlatmanın değişmesiyle tüm algının altüst olabileceğini söylesek? Aydınlatma, mekanın ruhunu belirleyen en güçlü unsurlardan biri. Yanlış kullanıldığında en şık dekorasyon bile etkisini kaybederken, doğru kullanıldığında sıradan bir oda bile etkileyici bir atmosfer kazanabilir. İşte ışığın mekanı tamamen değiştirme gücü ve aydınlatmada dikkat edilmesi gerekenler!

Her yıl olduğu gibi 2025'de iç mekan tasarımında yeni akımlar, taze yorumlar ve cesur dönüşümler vaat ediyor. Yaşam alanlarımız artık yalnızca estetik değil, aynı zamanda ruhumuza hitap eden, işlevselliği en üst seviyeye çıkaran ve doğayla daha fazla bütünleşen mekanlara dönüşüyor. peki, 2025 yılında iç tasarım dünyasında hangi trendler yükselişe geçecek? Hangi renkler, malzemeler ve formlar ön plana çıkacak? Mimarica olarak, tasarımda yeni dönemin ruhunu keşfediyoruz.

Minare, camilerde namaz vaktinin geldiğini bildirmek için müezzinin çıkıp ezan okuduğu yerdir. İslam'ın geniş coğrafyalara yayılmasıyla birlikte farklı kültür, coğrafya ve tarihsel nedenlerden dolayı minarelerin birçok farklı versiyonu karşımıza çıkar. Camiye ilk minareyi ekleyen kişi Emevi Halifesi I. Muaviye’nin Mısır valisi Mesleme b. Muhalled’dir. Minarelerin kökeninin Orta Asya ve İran’daki işaret ve haberleşme (ateş) kulelerine, Suriye’deki gözetleme ve çan kulelerine, Akdeniz ülkelerindeki deniz fenerlerine veya doğudaki Hint zafer abidelerine dayandığına ilişkin farklı görüşler de vardır.

Japonya'nın Osaka şehri, milyonlarca ziyaretçiyi çekmesi beklenen uluslararası bir etkinlik olan 2025 Dünya Fuarı'nı organize etme teklifini kazandı. 13 Nisan 2025'te başlayıp 13 Ekim 2025'te sona erecek olan organizasyona Mimar Sou Fujimoto ana planı oluşturma ve katılımcı ülkelerden tasarımcılara rehberlik etme sorumluluğunu üstlenerek Expo Site Tasarım Yapımcısı olarak seçildi. Expo 2025 Osaka, her biri serginin temasının kendi yorumlarını sergilemek için pavyonlar ve enstalasyonlar geliştiren 150'den fazla ülkeye ve birkaç uluslararası kuruluşa ev sahipliği yapacak. Sou Fujimoto'ya göre, genç tasarımcılar ve mimarlar, inovasyon ve deneyleri teşvik etmek amacıyla site genelinde küçük ölçekli binalar için komisyon alma fırsatına sahip olacaklar.

Renkler, beynimizde farklı algılar yaratır. Her renk, doğada ve kültürel bağlamda farklı anlamlar taşıdığı için hissettirdikleri de değişkenlik gösterir. İşte en yaygın kullanılan renklerin psikolojik etkileri.

Bir evi güzel yapan şey, metrekaresi değil, içindeki yaşanmışlık ve doğru tasarım kararlarıdır. Küçük alanlarda yaşamak, birçok kişi için bir meydan okuma gibi görünse de aslında yaratıcı çözümler için harika bir fırsattır. Peki, küçük bir mekanı daha geniş, ferah ve işlevsel göstermek mümkün mü? Tabi ki! Sadece biraz stratejik düşünmek gerekiyor. Gelin, sıkışıklık hissi olmadan küçük alanları daha verimli kullanmanın püf noktalarına birlikte göz atalım.